Baba Mesleği
İstersen kaç uzaklara kancık
Onca çocuğun eli yakanda senin artık
Bi gözleri kaldı masum bakan
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan
Sustukça sıra sana gelecek bilesin
Yeterince ıslandı bu toprak
Sel aldı
Kanla karışık yağmur bastırdı
Can aldı
Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin
Sustukça sıra sana da gelir bilesin
Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği
İstersen donat ordunu kancık
Onca yetimin ahı peşinde senin artık
İnsanmış haklarıymış yalan dolan
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan
Sustukça sıra sana da gelir bilesin
Günü gelir unutulur ne basra kalır ne beyrut
Ama tarih hatırlayacak kim masum kim puşt
Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin
Sustukça sıra sana da gelir bilesin
Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği
Demokrasi ambargo körfez kaos insani yardım ilk ortadoğu projesi insan hakları medeniyetler çatışması güvenlik ağı bunu siz yaptınız hayır siz yaptınız yeni dünya düzeni
Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan
Böyle Kahpedir Dünya
Söyle kaç yaşındasın
Dertlerin başındasın
İstisnasız her an
Geçmişi özlüyorsan
Bilmem kaç yaşındasın
Gözleri yaşlardasın
İstisnasız her an
Yarını düşlüyorsan
Yolculuk nereye
Neler uğruna ölmeye
Dört yalnızlıkla bir doğruyu götürmeye
Hadi durma ağla,ağla
Yaşlar kurur zamanla,ağla
Böyle kahpedir dünya
Son bulur kollarında
Hadi durma ağla,ağla
Yüzünü ıslatmasan da ağla
Belki hepsi bir ruya
Son bulur kollarında
Söyle kaç yaşındasın
Herkes kadar yalnız mısın ?
İnce ince titremen
Soğuktan mı sanırsın ?
Bilmem kaç yaşındasın
Herşeyin farkındasın
Acılar biriktirip
Damla damla harcarsın
Yolculuk nereye
Kimler uğruna ölmeye
Dört yalnızlıkla bir doğruyu götürmeye
Hadi durma ağla,ağla
Yaşlar kurur zamanla,ağla
Böyle kahpedir dünya
Son bulur kollarında
Hadi durma ağla,ağla
Yüzünü ıslatmasan da ağla
Belki hepsi bir ruya
Son bulur kollarında
Söyle kaç yaşındasın
Dertlerin başındasın
İstisnasız her an
Geçmişi özlüyorsan
Hadi durma ağla,ağla
Yaşlar kurur zamanla,ağla
Böyle kahpedir dünya
Dalgalandım Da Duruldum
Ne olursun güzelim sevsen beni
Yar deyip de sinene sarsan beni
Bir gün öldüreceksin en sonunda sen beni
Dalgalandım da duruldum
Koştum ardından yoruldum
Binlerce güzel sevdim de
En son sana vuruldum
Yaktın yıktın kül ettin, erittin beni
Mecnuna döndürdün, mahvettin beni
Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni
Hiç Gelme Gideceksen
Usandık
Uslandık
Bu yağmurda
Yeter
Çok ıslandık
Yol olduk
Yok olduk
Bu yollarda aşınan
Hep biz olduk
Hep biz olduk
Kimler geçerken içimden
Bir sen vardın
Melekleri imrendiren
Hiç gelme gideceksen
Ürkek buz tanesi
Zamanın gelince
Eriyeceksen
Bir açtık
Bir solduk
Soluduk yıllarca
Tek nefes olduk
Bir vardık
Bir yoktuk
Bu yolları aşındıran
Hep biz olduk
Hep biz olduk
Kelimelerle oynarken hep seninle
Kanattık kalplerimizi
Kanattık uçuran birbirimizi
Ne kaldı geriye
Ne kaldı
Ne kaldı
Geriye?
Sensiz İstanbul'a Düşmanım
Kelimelerden alacaklı bir sağır gibi
İçimi döktüm bugün, yokluğunla konuştum
Tutsak gibi, enkaz gibi, kendim gibi
İçimden çıktım bugün, içimle konuştum
Yüzünü ilk kez gören bir çocuk gibi
Gördüm kendimi gördüm
Kırıldı ayna paramparça
Paramparça ne varsa kadınım
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın
Ne olur, gel, gel, gel, gel
Ben sensiz İstanbul’a düşmanım.
Kestiğim ümitlerden yelkenler yaptım ama
Yokluğunda ne gidebildim ne de kaldım
Gerçek miydi tutunmaya çalıştıklarım
Hediye süsü verilmiş ayrılıklarım
Yüzünü ilkkez gören bir çoçuk gibi
Sustum, kendime kızdım
Kırıldı ayna paramparça
Paramparça ne varsa kadınım
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın
Ne olur, gel, gel, gel, gel
Ben sensiz İstanbul’a düşmanım.
Zamana Bırakma Bizi
Son bir defa
Dokunur ruhuna
Dilimden kalbine
Apaçık bir muhtira
Zamana bırakma bizi
Vücutlara böler kalbimizi
Başka dudaklar değer
Silinir muhrumun izi
Sanılmasın yastayım yapyalnızım
Yoluma devam ederim kaldığım yerden
Yalanlardan duvar ördüm göğsüme
Bir daha yara almam vurduğun yerden
Son bir defa
Gel sarıl boynuma
Ayrılıktan bahsetme
Ya da git kendi yoluna
Ama zamana bırakma bizi
Vücutlara böler kalbimizi
Başkasına gösterme
Kalbindeki parmak izlerimi